Bazı şeyler yazılmaya vakit bekler.Sabahını bekler ,duasını eder.Gecesini bekler, şükre karışır çocuk ağzıyla.Rüyasını bekler, koca ağaçlara sarılır güçsüz bilekleriyle.Seni bekler ve döner yine kendine savrulur.Serpilmeyi mi bekler yoksa sakinleşmeyi mi bu yazılası şeyler?Bendekini sorarsan ne sakinleşti ne de serpildi.Kimseye etmedik ben sözcüğüyle başlayan ve nefsin dar sokaklarına bizi mıhlayan cümleler. Tercihler kader çizgisini sabitler. Biz tercih hakkı verilmeyen bir nesil olarak kalacağız. Kalacağız.Ne ileri ne geri. Öylece kalacağız.
Nefeslerimizde özgürlüğü arayacağız ,memleket edindiğimiz sokakların yabancı sesleriyle birlikte.Tanıdık seslere kulak kesileceğiz.Karanlıklarını benzeteceğiz ,aydınlıklarına özeneceğiz. Kapılar kapatacağız ,çalınır umuduyla. Sonra açacağız ardına kadar, giren var mı merakıyla. Değerli değersiz bir çok şey biriktireceğiz, sonra unutacağız anahtarını bir deniz kenarında,bir kule dibinde ya da sen peşinde. Kör yüzünde sabahın, parmaklıklara selam vereceğiz, cevap umarak. Sis solunda , yağmur başında hayaller kuracağız, gerçekleşir sevdasıyla. Yalanlar dinleyeceğiz, örtmeye çalışacağız doğrularla,yetmeyecek sayfalarda.Tenha köşelerimize çiçekler ekeceğiz ,görmesinler diye. Özgürlük bir türkü olucak dillerde asırlarca ya da kadersizlik deyip imtihanlaşacak sinelerimizde. Yaralarımız azacak.Mürekkep dökeceğiz tuz yerine. Derine en derine anlatacağız gösterişsiz gidişleri.Tane tane dökülen gözlerimizden, birgün düşecek dilimizden.Yakacak düştüğü yeri ve hiç bir avaz böylesi unutmayacak çıktığı yeri.Belkiler, keşkeler ve hiçbir zaman emin olamayacağız yaşayamadıklarımızdan.Yirmimdeydim gördüm, görmez olaydım. Acımasızlığı ,sessizliği...Yirmimdeydim gördüm, görmez olaydım.Korkuyu ,kaygıyı...Yirmimdeydim gördüm,görmez olaydım. Gençsin diyorlar şimdi kapanırken kapılar yüzüne. Ya da o başını eğmiş bakarken annenin yüzüne.Yirmimdeydim gördüm, görmez olaydım parktan dönerken evime.
Biz canımızda ince sızılar biriktireceğiz. Sızım sızım gezeceğiz akşam ezanları kulaklarımızda.Bilinmedik anahtarlarla aynı kapıları zorlayacağız. Sedâsı farklı ruhlara şiirler okuyacağız, ağlamasını umarak. Unutacağız şiirlerin kime yazıldığını.Nazım’a yapılanlara dalacağız.Şimdi binler okurken Sabahattin Ali’yi, sırtından vuracağız.Sonra büyüteceğiz isimlerini, ışıklı tabelalarda unutacağız.Onu unutacağız ,seni unuttuğumuz gibi.Sesi unutacağız şairi unuttuğumuz gibi. Çırayı unutacağız ,ateşe veren o değilmiş gibi. Tarih titreyecek şakaklarımızda,gözlerimizi kaçıracağız birbirimizden.Mart gelecek şehirlerimize.Alnımıza yerleşecek izinsiz bir rüzgar. Bayram olacak hatta bayramlar, bir süre sonra saymayacağız bile. Sağır edecek veda cümleleri.Unutacağız.Onu unutacağız ,seni unuttuğumuz gibi.
Yorumlar
Yorum Gönder