Son zamanlarda Dervişin Teselli
Koleksiyonu adında bir kitap okuyorum.
Farkında mısınız bizim teselliye ne çok ihtiyacımız var ? Ya da benim var ve
sizi de kendim gibi görüyorum. İnsan sevgili okur, öylesine değil, gerçekçen
ikna olmak istiyor bazı şeylere. Daha doğrusu inanmak. Bazen her açtığım sayfa
bana yazılmış gibi hissediyorum. Tıpkı bir romanı okurken kendimi yerine
koyduğum o karakterler gibi. Yerine koyuyorum derdimi, tasamı bazen de hiçbir
şeyimi. Sonbaharda yaprak dökmüş de bir daha açamayacak gibi hissetmek ne büyük
bir ağırlık. Baharı saklayan bir gizli öz olabilmek ne alâ.
Bazen tüm çabaların
sessiz bir anıya dönüşür sevgili okur. Sanki dağılmış yapraklara yazılmış kısa
hikayelerin başrolüymüşsün gibi. Toparlayamadığımızla kalıveririz. Dağınık bir
yaşam döngüsüne sahip olanlar bilir bu hissi. Bazen hangi anı nerede yaşandı
onu bile karıştırırız. ‘Neden’ en yasaklı kelimesi olur dilimizin. Israrlı bir
misafir gibi yoklar durur zihnimizi. Neden? Bazı soruların cevabına inanmak
gerekir sevgili okur. Çünkü çoğu zaman tatmin etmesi, mutlu olman için yeterli
değildir. Ve bence mutlu olmak en mühim çabadır şu dünyada. Neden sorularımızın
cevapları bizi üzdüğü müddetçe kurtulamayacağımız bir hastalık gibi yakamıza yapışır.
Bu bir ömür bile sürebilir sevgili okur. Bu dünyada bir insanın hiçbir şeyle
tatmin olamayacağını bildiğimden, ne kadar inansak o kadar iyi. Bir çiçeği
büyüten, bir yemeği lezzetlendiren, bir insanı güzelleştiren ona duyduğumuz
inanç değilse nedir?
Sevgili okur, bu
kitabı içtenlikle tavsiye ediyorum. Bazen ben de neden sorularımın cevapları
arasında kayboluyorum. Bir elin, bir işaretin muhtacı oluyorum. Yönümü belirlemeye
çalışırken, yanlış sokak ben oluyorum. Doğru olduğumda, çıkmaz sokak yazısıyla
karşılaşıyorum. Ama inanmak istiyorum sevgili okur. Küçükken okuduğum
masallara, yürüdüğüm bu yola, nedenlere, hayırlara, gerçek sevgiye. Kitapta
bulunan her bir teselli sizi sarsın sarmalasın. Bulamadığınız cevaplara bir
şans da böyle tanıyın. Tanıyalım sevgili
okur ne kaybederiz. Ne kazandık ki ebedi, neyi kaybetmiş olalım?
Yorumlar
Yorum Gönder